TÜRK HAVACILIK VE UZAY SANAYİİ’NİN YENİ HIZLI HEDEFİ
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), havacılık yapısalları alanında büyük bir anlaşma imzalama aşamasına geldi. Boeing ve Airbus gibi dev şirketlere yolcu uçağı parçaları üreterek yaklaşık 1 milyar dolar ihracat geliri elde eden TUSAŞ, şimdi de müşteri listesine Amerikan firması Boom Supersonic’i eklemeye hazırlanıyor. Colorado merkezli Boom Supersonic, ses hızının 2,2 katı hızla gidecek süpersonik yolcu uçağını geliştirme hedefindedir. Şirket, 22 Mart’ta gerçekleştirdiği ilk test uçuşunun ardından XB-1 Overture’u seri üretime geçirmeyi planlıyor. Boom Supersonic CEO’su Blake Scholl, bu özel uçağın ‘dünyanın herhangi bir noktasına en fazla 4 saatte ulaşma’ kapasitesine sahip olduğunu ve 2026 yılı itibarıyla tamamlanacağını ileri sürdü. TUSAŞ ile iletişime geçen Scholl, havacılık sektöründe devrim yaratma potansiyeline sahip bu uçak için müzakerelere başladı. Süpersonik uçak gövdesinin büyük bölümünün TUSAŞ’ta üretilmesi olasılığı, anlaşmanın önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
DİJİTAL MÜHENDİSLİK VE YENİLENME
Blake Scholl, mart ayında Amerikan CNN’e verdiği demeçte, ses hızını aşan yolcu uçağı projesinin 10 yılı geride bıraktığını ve 2024 sonuna kadar 10-15 uçuş testi gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtti. “Süpersonik bir jet inşa etmenin en zorlu kısmı, bu kadar şık ve aerodinamik bir yapının güvenli bir şekilde kalkış ve iniş yapmasını sağlamaktır” diyen Scholl, süpersonik yolcu uçağı fikrinin yeniden gündeme gelmesinin temel sebebini ‘dijital mühendislik’ olarak tanımlıyor. Şimdiye kadar sadece iki tür süpersonik sivil uçak üretildi: Sovyet Tupolev Tu-144 ve İngiliz-Fransız ortak projesi Concorde. Concorde, Ekim 2003’te son uçuşunu gerçekleştirerek havacılığa veda etti. Geçen 21 yıl içinde, havacılık sektörü süpersonik ve hipersonik hızlarda yeni araç projeleri ile hareketlendi.
Scholl’a göre, Concorde döneminden bu yana havacılık alanında gelişim gösteren üç ana unsur bulunuyor: aerodinamik yapı, kullanılan malzemeler ve itme kuvveti. 1960’larda Concorde gibi bir uçağı üretmek, rüzgar tünellerinde oldukça maliyetli testler gerektiriyordu. Ancak günümüzde, tüm test süreçleri dijital ortamda yüzlerce kez simüle edilebiliyor.
DAHA HIZLI UÇAK, DAHA AZ UÇAK DEMEK
Blake Scholl, bu konuya dikkat çekerek şunları ifade ediyor: “Her bir yinelemenin milyonlarca dolara mal olduğu ve aylar sürdüğü bir ortamda, çok fazla tasarımı test etme fırsatınız olmuyor. Boom şirketi, geliştirdiği uçağı aerodinamik tasarım hesaplamaları ve akışkanlar dinamiği kullanarak mükemmelleştirdi. Bu süreç, dijital bir rüzgar tüneli işlevi görüyor. Gerçek bir rüzgar tüneli testinin maliyetinin çok daha azına, simülasyonla gece boyunca yüzlerce test gerçekleştirebiliyoruz.” XB-1 uçağının neredeyse tamamı, sağlamlığı ve hafifliği ile dikkat çeken karbon fiber kompozit malzemeden üretildi. Scholl, ses hızının 2 katından daha fazlasını (Mach 2,2) hedefleyerek, “Uçakları daha hızlı hale getirerek maliyetleri ve çevresel etkileri önemli ölçüde azaltabiliriz. Daha hızlı uçaklara sahip olsaydık, bu kadar çok uçağa ihtiyacımız olmazdı. Çünkü aynı uçak ve mürettebatla daha fazla uçuş yapabilirdik” dedi. Boom, ilk aşamada 1,7 Mach (saatte 2 bin 100 kilometre) hızla gidecek uçakta 60 ile 80 yolcu taşımayı planlıyor. Şirket, American Airlines, United Airlines ve Japan Airlines gibi müşterilerden 130’un üzerinde sipariş almış durumda. Boom Supersonic, ‘Overture’ adı verilen uçağı üretmek üzere Kuzey Carolina’da bir fabrika kurdu. Süpersonik yolcu uçağı üretiminin başarıyla tamamlanması ve uçakların güvenli bir şekilde uçabilmesi durumunda, TUSAŞ’a önemli bir ihracat kapısı açılacak.