Sadâsıyla Asrı, Sevdası ile Zamanı Aşan Neyzen Ulvi Erguner
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Türk müziğinin derin köklerini ve kültürel mirasını yaşatmak adına, “Sadâsıyla Asrı, Sevdası ile Zamanı Aşan Neyzen Ulvi Erguner” başlıklı bir program düzenledi. Bu etkinlik, müziği hayatının merkezine koymuş, Türk müziği tarihinde önemli bir yere sahip olan Ulvi Erguner’i anmak ve onun müziğe kattığı değerleri yeniden gözler önüne sermek amacı taşımaktadır.
Türk Müziğinin Kültürel Önemi
Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Türk Müziğinin kültürel miras açısından taşıdığı önemi vurguladı. Acar, şu ifadeleri kullandı: “Son yıllarda yabancı kökenli müziklerin baskın hale gelmesi, kendi müziğimize sahip çıkmamızı daha da önemli kılıyor.” Bu ifadeler, Türk Müziği’nin özgünlüğünü ve zenginliğini korumanın ne denli hayati bir görev olduğunu ortaya koymaktadır.
Ulvi Erguner ve Ailesinin Müzikal Mirası
Programda, tanınmış neyzen ve İZÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Erguner, babası Ulvi Erguner ve dedesi Süleyman Erguner hakkında önemli bilgiler verdi. Erguner, ailelerinin müzik dünyasındaki derin etkisini şu şekilde dile getirdi: “Neyde bir Erguner ekolü var. Bu ekol, dededen toruna aktarıldı. Allah nefes verdikçe devam edecek.” Bu cümleler, müziğin sürekliliğini ve gelenekleri yaşatma görevini üstlenen ailelerin önemini gözler önüne seriyor.
Mevlâna ve Tasavvufi Müzik
Ulvi Erguner, sadece bir neyzen değil, aynı zamanda tasavvuf müziğinin de önemli bir temsilcisidir. Prof. Dr. Süleyman Erguner, babasının Mevlâna’nın öğretilerine sadık kaldığını ve bu öğretileri müziğine yansıttığını belirtti. “O, tasavvuf müziği ve neyzenlik geleneğini sadece sahnede değil, akademik alanda da genişletti.” Bu durum, müziğin sadece eğlence aracı olmanın ötesinde, derin bir felsefi ve manevi boyut taşıdığını gösterir.
Kore Savaşından Bir Hatıra: ‘Gazi Ney’
Prof. Erguner, Kore Savaşı sırasında babası Ulvi Erguner’in yaşadığı etkileyici bir anıyı da katılımcılarla paylaştı. “Neyin sesi hem savaşın zorluklarına hem de memleket özlemine derman olmuş.” şeklinde ifade ettiği bu hikaye, müziğin insan ruhuna olan etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Babası, Türk birlikleriyle Kore savaşına giderken bir aylık gemi yolculuğunda Mehmetçiklere ney üfleyerek onlara moral kaynağı olmuştur. Savaş sırasında hasar gören bir ney ise yıllar sonra ‘gazi ney’ olarak anılmaya başlamıştır.
Erguner Ailesinin Besteleri ve Türk Müziği
Etkinlik, Erguner ailesinin besteleri ve Türk Müziğinin seçkin eserlerinin seslendirildiği bir konser ile devam etti. Sahnede Prof. Dr. Süleyman Erguner’e Prof. Dr. Mehmet Öncel, TRT Ses Sanatçısı Furkan Biçer, Arş. Gör. Bedirhan Büyükduman, Öğr. Gör. Paşa Güven ve Mustafa Yasir Kılıç eşlik etti. Müzikseverler, dededen toruna geçen melodilerle Türk Müziğinin derinliklerine yolculuk yaptı. Ulvi Erguner’in müziği, dinleyicilere hem duygusal hem de kültürel bir deneyim sundu.
Sonuç Olarak, Türk Müziğinin Geleceği
Bu tür etkinlikler, yalnızca geçmişi anmakla kalmayıp, Türk Müziği’nin geleceğini de şekillendiren önemli adımlardır. Türk müziğinin özgünlüğünü ve zenginliğini korumak, genç nesillere aktarmak için bu tür programların artırılması gerekmektedir. Türk Müziği, sadece bir sanat dalı değil, aynı zamanda bir kültürel kimlik ve varoluş şeklidir. Dolayısıyla, bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğudur.