Küresel Deniz Yüzeyi Sıcaklıklarında Rekor Artış
Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin verilerine göre, Mart ayında küresel ortalama deniz yüzeyi sıcaklığı 21,07 derece olarak kaydedildi ve bu, tarihin en yüksek seviyesi oldu. Ayrıca, 2024 yılında günlük ortalama deniz yüzeyi sıcaklığının en yüksek olduğu 100 günün 94’ü yaşandı. Bu artış, Türkiye’yi çevreleyen denizlerde de kendini gösterdi. 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin denizlerinde ortalama sıcaklık, uzun yıllar ortalamasının üzerinde ölçüldü.
- Karadeniz: 1970-2023 ortalaması 15,3 derece, 2023 yılı ortalaması 16,8 derece.
- Marmara Denizi: 1970-2023 ortalaması 15,7 derece, 2023 yılı ortalaması 17,6 derece.
- Ege Denizi: 1970-2023 ortalaması 18,7 derece, 2023 yılı ortalaması 20,5 derece.
- Akdeniz: 1970-2023 ortalaması 21,5 derece, 2023 yılı ortalaması 22,6 derece.
Deniz Ekosistemlerinde Değişim ve Yabancı Türlerin Yayılımı
Denizlerdeki sıcaklık artışının deniz canlılarına etkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Onur Gönülal, iklim değişikliği ve deniz suyundaki ısınmanın, deniz ekosistemlerinde önemli değişiklikler yarattığını ifade etti. Gönülal, Kızıldeniz’e özgü türlerin Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’e kadar yayılmasının bu etkilerin bir sonucu olduğunu belirtti.
Yabancı türlerin sayısında her geçen yıl artış gözlemlendiğini vurgulayan Gönülal, 2020 yılında yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak Türkiye genelinde 539 yabancı tür bulunduğunu belirtti. Bu sayı, bölgelere göre şu şekildedir:
- Karadeniz: Yabancı tür sayısı 30’a yaklaşıyor.
- Marmara: Yabancı tür sayısı 100’ü geçiyor.
- Ege Denizi: 253 yabancı tür mevcut.
- Doğu Akdeniz: 413 yabancı tür bulunuyor.
Bu yayılım hızının devam etmesi durumunda, yabancı türlerin yerli türlerin sayısını geçme olasılığının yüksek olduğunu dile getiren Gönülal, deniz suyundaki sıcaklık artışı olmasaydı yabancı tür sayısının muhtemelen 100-150 civarında kalacağını, mevcut sıcaklıkların yabancı türlerin yayılım hızını 5-6 kat artırmış olabileceğini değerlendirdi.
Ekonomik Kaygılar ve Balıkçılık Sektörü
Yabancı türlerin yayılımı, yerli türlerle rekabet oluşturarak ekosistem dengesini tehdit ediyor. Bu durum, yalnızca Türkiye için değil, dünya genelinde pek çok ülke için önemli bir sorun haline gelmiştir. Gönülal, Karadeniz’de Akdenizleşme eğiliminin gözlemlendiğini ve sıcaklık artışının Akdeniz ve Karadeniz arasındaki sıcaklık farklarını azaltarak bazı türlerin yayılmasına olanak tanıdığını belirtti.
Ayrıca, mavi yengeç (Callinectes sapidus) ve iki farklı jumbo karides türü (Penaeus aztecus ve Penaeus pulchricaudatus) gibi ekonomik değeri yüksek yabancı türlerin, yerli türlerle besin kaynakları açısından rekabet etmesinin ekosistem dengelerini bozabileceği uyarısında bulundu. Gönülal, “Bu rekabet, hamsi, mezgit ve barbun gibi ekonomik açıdan önemli türlere dayanan balıkçılık sektöründe ekonomik kayıplara neden olabilir,” dedi.
Ekosistemlerin Geleceği ve Akdenizleşme Tehlikesi
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Cem Dalyan ise, deniz suyu sıcaklıklarının artışının Akdeniz balıkları olan yaladerma ve mırmır gibi türlerin Karadeniz’de yayılım göstermesine neden olduğunu belirtti. Hızlı yüzen lambuka balığının Marmara Denizi’nde kaydedildiği bilgisini paylaşan Dalyan, bu türlerin besin ağında önemli değişikliklere yol açabileceğini ifade etti.
Dalyan, “Karadeniz gibi balıkçılığımızın büyük kısmının gerçekleştiği ve binlerce yılda oluşmuş bu deniz ekosistemindeki türler, Akdenizleşme tehlikesi altındadır,” uyarısında bulundu. Ekosistemlerin tek tip hale gelmesi durumunda, oluşacak negatif etkilerin tüm bölgeyi etkileyeceğini belirten Dalyan, çeşitliliğin korunmasının büyük risk altında olduğunu vurguladı.
Sonuç olarak, insanlığın doğa üzerindeki etkilerini sınırlandırması gerektiğini ifade eden Dalyan, deniz ekosistemlerinin korunması için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtti. Aşırı avcılık, kirlilik ve sıcaklık artışının ekosistemleri sağlıksız hale getirdiğini vurguladı ve önerilerde bulundu:
- Endüstriyel balıkçılığın yeniden düzenlenmesi.
- Küçük balıkçının desteklenmesi.
- Kirlilik baskısının azaltılması.
- Deniz koruma alanlarının oluşturulması.
- Karadeniz’e ait olmayan türlerin takibi ve savuşturulması.
KAYNAK: AA