Afrodisias Antik Kenti’nde Yeni Arkeolojik Keşifler

Afrodisias Antik Kenti’nde Yeni Keşifler

Afrodisias Antik Kenti'nde Yeni Keşifler

Ayakta kalmış anıtsal yapıları, stadyumu, şehir havuzu, tiyatrosu ve antik dönemin heykel sanatı örnekleriyle Anadolu’nun tarihi zenginliğini yansıtan Afrodisias Antik Kenti, kazı ekiplerine heyecan verici arkeolojik keşifler sunmaya devam ediyor. Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’e adanmış olan bu kent, milattan önce 5’inci yüzyıldan Selçuklular dönemine kadar çeşitli tarihi katmanlarıyla dikkat çekiyor. Kazı ekiplerinin son bulgusu ise henüz hangi beylik dönemine ait olduğu belirlenemeyen, kentin en büyük caddesi üzerinde yer alan ve tüm Doğu Akdeniz halklarının alışveriş yaptığı bir pazar yerinin izlerini ortaya çıkardı.

Afrodisias Antik Kenti'nde Yeni Arkeolojik Keşifler

Aydın’ın Karacasu ilçesinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Afrodisias Antik Kenti’ndeki kazılara başkanlık eden Prof. Roland R.R. Smith, yeni bulgularla ilgili AA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu. Arkeolojinin her zaman “Neden bunu yapıyoruz? Burada ne arıyoruz?” sorularıyla başladığını belirten Smith, Afrodisias’ın bu sorulara yanıt veren bir bölge olduğunu ifade etti. Tüm kazı ekibinin heyecanını yitirmeden çalıştığını vurguladı.

Kentin ana caddesinde yürütülen kazılarda “hayal edebileceklerinden çok daha iyi bir şekilde” tarihin farklı katmanlarında kentin geçmişine dair önemli bilgiler elde ettiklerini aktaran Smith, ana caddede antik dönemin sonu ve erken Bizans dönemi katmanlarında kazıların sürdüğünü belirtti. 7’nci yüzyılda kentin çöküş dönemine girdiğini, sütunlu caddelerin ve kolonların yıkıldığını tespit ettiklerini, fakat buna rağmen insanların burayı terk etmediğini, yıkılan binaların üzerine yeniden hayat kurup yaşamaya devam ettiklerini gördüklerini söyledi.

“Burada hala ciddi bir tarımsal aktivite olduğunu gördük,” diyen Smith, insanların muazzam mermer binalar olmadan da burada yaşayabileceklerini fark ettiklerini ifade etti. Roma döneminde inşa edilen o görkemli mermer yapılar, hamamlar ve gymnasiumların artık bir zorunluluk olmadığını, bu yapılar olmadan da yaşam sürdürebileceklerini anlamışlar. “Sonuçta buna farklı türde bir hayat diyebiliriz ama burası bir karanlık dönem değildi,” şeklinde konuştu.

Cadde üzerindeki buluntuların 4 ve 5’inci yüzyıldan itibaren 7’nci yüzyıla, Bizans dönemine, beylikler dönemine ve hatta Selçuklulara kadar geniş bir zaman dilimini kapsadığını belirten Prof. Dr. Smith, “Burası Anadolu’nun çok zengin, önemli bir noktası ve her zaman yerleşim gördü. Örneğin, biraz daha yüksekte bulunan alan, beylikler dönemi pazar alanı ve buradan yüzeyden ciddi miktarda sikke buluntusu elde ettik. Türk nümismat ekiplerimiz burada beylik dönemi sikkeleri üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirdiler. Bu alan, bize oranın bir pazar olduğunu kesin olarak gösterdi. Buluntular sayesinde, bu pazarın uluslararası bir pazar olduğunu ve tüm Doğu Akdenizliler tarafından kullanıldığını görmüş olduk,” dedi.

Smith, pazar yerinin hangi beylik dönemine ait olduğunun tespitine yönelik çalışmaların sürdüğünü de ekledi.

– “Harika Yürüyüş Yollarından Biri Olmasını Umuyoruz”

Caddenin yoğun olmasına rağmen yer döşemelerinin iyi korunduğunu vurgulayan Smith, bölgeyi ziyarete açma hedefinde olduklarını belirtti. “Burada ikinci amacımız, tarihi araştırmanın yanı sıra turistler için bir deneyim yaratmaktı. Ziyaretçilerimizin orijinal antik zemin üzerinde yürümelerini sağlamış olacağız. Bunun Anadolu’daki çok önemli, harika yürüyüş yollarından biri olmasını umuyoruz,” diyerek sözlerini tamamladı.

KAYNAK: AA