2032 yılında deri sektörünün 630 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Deri, konfeksiyondan mobilyaya kadar birçok alanda kullanılan önemli bir hammaddedir. Doğal ve yapay deri kullanımı eşit oranda olup, sentetik deriler arasında bitkisel deri üretimi de öne çıkmaktadır.
2023 yılında, sentetik deri pazarının 139 milyar dolara yükseleceği tahmin edilmektedir. Bu rakam, 2021’deki 33,7 milyar dolarlık seviyeden ciddi bir artışı göstermektedir.
Deri üretiminde bitkilerin kullanımı ise giderek artmaktadır. Ananas, elma, buğday gibi 18 farklı bitkiden sentetik deri elde edilebilmektedir. Sektörün çevre dostu ve sürdürülebilir bir şekilde ilerlemesi için bitkisel deri üretimi önemli bir alternatif haline gelmektedir.
Sentetik Deri ve Bitkisel Deri Üretimi
- Doğal deri, epidermis, dermis ve hipodermis olmak üzere üç tabakadan oluşmaktadır. Hayvansal derilerin büyük bir kısmı inek, koyun ve domuz gibi hayvanlardan elde edilmektedir.
- Günümüzde ananas, zeytin, mısır, buğday gibi bitkilerden elde edilen bitkisel deri üretimi yaygınlaşmaktadır. Bu bitkilerin lifleri ve atıkları deriye dönüştürülerek sürdürülebilir bir üretim sağlanmaktadır.
- Bitkisel deriler, sentetik derilere göre çevre dostu olmaları ve doğada daha çabuk parçalanmalarıyla öne çıkmaktadır. Ayrıca mikroorganizmalara karşı dayanıklılıkları da avantaj sağlamaktadır.
Bitki Bazlı Deri Araştırmaları ve Gelecek Projeler
Prof. Dr. Esra Dirgar, bitki bazlı derinin özellikle vegan talepler doğrultusunda artan bir ilgi göreceğini belirtmektedir.
Bitki bazlı deri üretiminde atıkların değerlendirilmesi ve geri dönüşümü büyük önem taşımaktadır. Özellikle zeytin atıklarından ve meyve suyu endüstrisinde oluşan atıklardan üretilen deriler çevre dostu bir alternatif sunmaktadır.
Prof. Dr. Dirgar: “Bitki bazlı deri üretiminin sürdürülebilirlik açısından önemi büyüktür. Araştırmalarımız bu alanda devam etmekte olup, bitkisel derilerin avantaj ve dezavantajları üzerinde detaylı çalışmalar yürütmekteyiz.”