2. Dünya Savaşı’nın Başlangıcı ve Gelişimi
1. Dünya Savaşı’nın kaybedenleri arasında yer alan Almanya’da iktidarı ele geçiren Nazi diktatörü Adolf Hitler’in 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırmasıyla başlayan 2. Dünya Savaşı, tahmini 80 milyon insanın yaşamını yitirmesine yol açtı. Bu savaş, yalnızca askeri çatışmalarla değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel yıkımlarla da tarihe damgasını vurdu.
1. Dünya Savaşı’ndan yaklaşık 20 yıl sonra, Avrupa’da hızla yükselen aşırı sağcı ve ırkçı ideolojilerin temelleri, Nasyonal Sosyalizm (Nazi) ideolojisinin 1933’te Almanya’da iktidara gelmesiyle atıldı. Hitler’in 1938’de Avusturya ve eski Çekoslovakya’yı topraklarına dahil etmesi, savaşın patlak vermesinin zeminini oluşturdu. Almanya’nın Polonya’ya saldırması, kısa sürede tüm dünyayı etkileyen bir çatışmaya dönüşerek, ırkçı, antisemitist ve antidemokratik ideolojilerin korkunç hayalleri uğruna milyonlarca insanın hayatına mal oldu.
Hitler’in Saldırısı ve Tepkiler
Hitler, Polonya’ya Saldırarak Kırmızı Çizgiyi Aştı
Avusturya ve Çekoslovakya’nın ilhakından sonra, Almanya’nın Polonya’ya göz dikmesi, Fransa ve Birleşik Krallık için kırmızı çizginin aşıldığı anlamına geliyordu. Hitler’in 1933-39 yılları arasında Almanya’daki yaptıklarına göz yuman bu ülkeler, Polonya işgali karşısında sessizliğini bozarak 3 Eylül 1939’da Nazilere savaş ilan etti.
Uzak Doğu’daki Gelişmeler
Çin, Rusya ve ABD’ye Saldıran Japonya
Hitler’in Avrupa’da başlattığı savaşla paralel olarak, Uzak Doğu’da yayılmacı politikalar izleyen Japonya İmparatorluğu, 1937’de Çin’e saldırdı ve 1938’de Sovyetler Birliği ile gerginlik yaşadı. 1941’de ABD’nin Pearl Harbor Limanı’na saldırarak tarafsızlıklarını sona erdirdi. Japonya’ya savaş ilan eden ABD, Almanya ve İtalya tarafından da karşılık buldu.
Savaşın Yayılması
Savaş Afrika ve Akdeniz’e Ulaştı
İtalya’nın faşist diktatörü Benito Mussolini, 1940’ta Fransa ve İngiltere’nin Afrika’daki sömürgelerine saldırma kararı aldı. Bu gelişme, savaşın yalnızca Avrupa ile sınırlı kalmayıp, Afrika ve Akdeniz’e de sıçramasına neden oldu. Polonya’nın işgali öncesinde Berlin ile Moskova arasında kurulan saldırmazlık paktı, Sovyetler tarafından fırsat olarak değerlendirildi ve Finlandiya, Baltık ülkeleri ve Romanya’nın bazı bölgeleri ilhak edildi. Hitler, 1941’de Sovyetler Birliği’ne saldırarak Moskova ile yaptığı anlaşmayı ihlal etti.
Mihver ve Müttefikler
Mihver ve Müttefikler
Dünya genelinde 60’ın üzerinde ülkenin doğrudan veya dolaylı olarak katıldığı 2. Dünya Savaşı, iki ana ittifak oluşturdu. Almanya, İtalya ve Japonya’nın başını çektiği “Mihver” ülkelerine karşı, İngiltere ve ABD’nin liderliğindeki “Müttefikler” yer aldı. Yaklaşık 4 kıtada kara, hava ve deniz birlikleri karşı karşıya geldi ve savaş süresince yaklaşık 110 milyon kişi silah altına alındı.
Savaşın Dışında Kalan Ülkeler
Savaşın Dışında Kalan 6 Ülke
Özellikle Avrupa’da İrlanda, İsveç, İsviçre, İspanya ve Portekiz savaşın dışında kaldı. Türkiye ise 1945’te Müttefikler’e katıldığını duyurdu. 1939-1941 yıllarında Mihver ittifakı savaşın belirleyici tarafı konumundaydı, ancak Japonya’nın ABD’ye saldırması ve Almanya’nın Sovyetler Birliği ile yaptığı paktı ihlal etmesiyle Mihver güçleri zor durumda kaldı.
Savaşın Dönüm Noktaları
Savaşın Dönüm Noktaları
Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ın Müttefikler yanında savaşa katılması, savaşın seyrini değiştirdi. Özellikle Stalingrad Muharebesi ve Normandiya Çıkarması, savaşın en kritik anları arasında sayıldı. Stalingrad’daki çatışmalar sonucunda yaklaşık 2 milyon asker hayatını kaybetti. Kızıl Ordu’nun zaferi, Mihver ittifakının doğudaki güçlerini zayıflattı ve Rusya’nın karşı taarruzuna olanak tanıdı. 1944’te Normandiya’ya gerçekleştirilen çıkartma ise Almanya’yı iki cephede savaşmaya zorladı.
Savaşın Sonuçları ve Son Dönem
Avrupa’da Başlayan Savaş Uzak Doğu’da Sona Erdi
Almanya ve İtalya’nın kaybetmesine rağmen, Japonya’nın teslim olmaktan kaçınması, ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atmasına neden oldu. Japonya, 2 Eylül 1945’te teslim olarak 2. Dünya Savaşı’nı sona erdirdi.
Savaşın Acı Bilançosu
Bu küresel savaşta yaklaşık 60 milyon insan silahlı çatışmalar sonucu, 20 milyon insan ise kıtlık, salgın ve hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti. Naziler, 6 milyona yakın Yahudi’yi katlederek bir soykırım gerçekleştirdi. Savaş süresince engelli bireyler ve “ari ırk” olarak değerlendirilmeyen Romanlar da hedef alındı. Japonya, Çinlilere karşı çeşitli katliamlara imza attı. Nazi ideolojisi doğrultusunda yapılan insanlık dışı deneyler, binlerce insanın hayatına mal oldu.
Savaş Sonrası Dünya ve Yeni Düzen
Savaş Sonrası Dünya
Savaşın ardından, soykırım ve insanlık suçları yeniden tanımlandı. Savaşın galip gelen 5 ülkesinin daimi üye olduğu Birleşmiş Milletler (BM) kuruldu. Soğuk Savaş dönemi ile birlikte dünya dengeleri değişti. ABD ve Sovyetler Birliği iki süper güç olarak öne çıkarken, Avrupa ülkeleri güç kaybetti.
NATO ve Varşova Paktı
Soğuk Savaş döneminin ilk aşamasında, 1949’da ABD’nin liderliğindeki kapitalist blok, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) adı altında bir askeri ittifak kurdu. Buna karşılık, Sovyetler Birliği’nin önderliğinde 1955’te Varşova Paktı imzalandı. Bu dönem, dünya genelinde ideolojik çatışmaların ve kutuplaşmaların arttığı bir dönem olarak kayıtlara geçti.