Yapay Zeka ile Ruh Sağlığı Teşhisi: Potansiyel ve Zorluklar

Yapay Zeka ile Ruh Sağlığı Teşhisi

Son dönemde The Economist’in yayınladığı bir analiz, ruh sağlığı hastalıklarının teşhisinde yapay zeka (AI) teknolojilerinin potansiyelini ele alıyor. Uzmanlar, ruh sağlığı sorunlarına öznel değerlendirmeler yerine, yapay zeka destekli daha nesnel tanı yöntemleri geliştirmek için çalışmalara devam ediyor.

Yapay zekaya dayalı araçlar, geleneksel teşhis yöntemlerini geride bırakan bir doğruluk oranıyla, kaygıdan depresyona kadar çeşitli ruh sağlığı durumlarını tespit edebilme yeteneği gösteriyor. Bu yapay zeka modelleri, hastaların kendilerinin bile farkında olamayacağı veya ifade edemeyecekleri depresyon ya da anksiyete belirtilerini belirleyebiliyor. Sesin titreşimleri, ton değişiklikleri ve ritim gibi bireysel özellikler bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, bu modellerin gerçek gücü, bir psikiyatristin algılayamayacağı sesleri ayırt etme yeteneklerinde yatıyor.

Nature Scientific Reports’ta yayımlanan bir çalışmaya göre, bu yeni yöntem depresyon varlığını ikili sınıflandırma görevinde %96 oranında tespit edebiliyor. Ayrıca, bir klinik derecelendirme ölçeğine göre depresyonun şiddetini dört seviyeye (depresyon yok, hafif, orta ve şiddetli) kategorize etme görevinde de %95 oranında doğru sonuçlar vermekte.

Çin’de Benzer Çalışmalar

Çin’deki araştırmacılar da yapay zeka ile ruh sağlığı hastalıklarını teşhis etmek için benzer bir çalışma yürütmektedir. Güney-Orta Minzu Üniversitesi’nde geliştirilen bir yapay zeka modeli, hastaların seslerindeki ince değişimleri analiz ediyor. Araştırmacılar, depresyon yaşayan bireylerin insan kulağının algılayamayacağı kadar ince konuşma biçimleri sergileyebileceği hipotezini ortaya koydu.

Uygulama Geliştirme

Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, ruh sağlığı durumlarını tespit etmek amacıyla bir akıllı telefon uygulaması geliştirdi. Bu uygulama, kaydedilen ses dalgalarını analiz ederek çalışıyor. İlk aşamada, ses dalgaları, bir sesin frekansının ve ses düzeyinin zaman içindeki değişimini gösteren spektrogram adı verilen görsel haritalara dönüştürülüyor. Ardından, model, depresyon, anksiyete, uykusuzluk ve yorgunluk gibi çeşitli psikiyatrik bozuklukları belirten özellikler açısından her bir spektrogramı inceliyor. Uzmanlar, elde edilen sonuçların umut verici olduğunu ancak çalışmaların devam ettiğini vurguluyor.

Yanlış Teşhis Riski

Yapay zeka, ruh sağlığı bozukluklarını tonlama ve ritim gibi unsurlarla tespit etme çabasında olsa da, kültürel farklılıklar, dil engelleri ve değişken akıcılık seviyeleri, ruh sağlığı teşhislerinde sonuçları çarpıtabilir. Dahası, bilim insanları halüsinasyon yaşayan hastaların makul görünen ancak gerçek dışı konuşmalar yapabileceğini belirterek, bu tür hastalar için yapay zeka ile yapılan teşhislerin yanıltıcı olabileceğini öne sürüyor. Bu tür yanlış teşhislerden kaçınmak için, yapay zeka, hangi kelimelerin söylendiğine değil, nasıl söylendiğine odaklanmaktadır.

Yapılan bu çalışmalar ve elde edilen bulgular değer taşısa da, ruhsal hastalıkların teşhisinde yapay zekanın kullanımı henüz başlangıç aşamasındadır. Aynı ruhsal rahatsızlığa sahip farklı bireyler, genellikle en rahatsız edici buldukları semptomlar için özel tedavilere ihtiyaç duymaktadır. Örneğin Londra’daki Maudsley Hastanesi’nde çocuk psikiyatristi olan Gavin Tucker, “Bazı bireyler hafıza sorunları yaşayabilirken, diğerleri yorgunluk çekebilir” diyerek bu durumu açıklamaktadır.

The Economist, tıp dünyası açısından oldukça kayda değer bulduğu bu araştırmayı, “Bu umut vadeden teknoloji için bir sonraki adım, doktorlara yardımcı olabileceği kesin” şeklinde yorumlamaktadır.