Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İmdat Avşar, etkinliğin açılışında Türkiye ile Azerbaycan arasındaki derin ve köklü ilişkilere vurgu yaptı. Avşar, 1982 yılından itibaren başta Bahtiyar Vahapzade olmak üzere pek çok Azeri sanatçı ve düşünürün eserlerine Türk Edebiyatı Dergisi’nde yer verdiklerini ifade etti. Ayrıca, merhum Ahmet Kabaklı’nın bu alandaki katkılarının büyük olduğunu belirtti. Avşar, “Burada nice değerli yazar ve şaire ev sahipliği yaptık. Birçok kıymetli isim bu kürsülerden düşüncelerini paylaştı. Bugün de önemli bir şairi ağırlıyoruz. Kendisi, sivil toplumdan edebiyat sahasına kadar önemli çalışmalara imza atmış bir isim. Huraman Hanım, Türk dünyasında hak ettiği değeri temsil ediyor. Kendisini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.
– “Türk Dünyası ve Azerbaycan’ın Aşkını da Şiirinde Bize Gösterir”
Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı, “Şiirin anlamı, şairin karnındadır.” sözünü hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Huraman Muradova, içindeki derin anlamı kelimelere döken kıymetli bir şairdir. O, gönlünde hissettiklerini insanlarla paylaşabilen ve onlara ulaştırabilen özel bir şahsiyettir. Aşk, onun şiirinin temel unsurudur ve bu, Allah aşkıdır. Yaradan’dan ötürü yaratılana yönelen bir aşktır. Bunun yanı sıra, Türk dünyası ve Azerbaycan’ın aşkını da şiirinde bizlere aktarır. Huraman Muradova, vatan aşığı bir Türk ve Müslüman şairdir.”
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, insanların yaşadığı toprakların ruhunu taşıdığını ve coğrafyanın insan ruhunun bir temsili olduğunu ifade etti. “Azerbaycan, sözün bayraktarlığını yapan bir millettir.” diyen Korkmaz, “Bugün ele aldığımız Huraman Hanım da bu geleneğin bir parçasıdır. Onun şiirlerinde, toprakların ruhunu görmek mümkündür. İnsanlar maddi kayıplar yaşayabilir ama asıl kayıp, ruhta yaşanan kayıptır. Muradova’nın şiirlerinde yaşanan kayıplar ve acıları görmek mümkündür. Geçmişte olduğu gibi bir çocuk, vatan için yazılan şiirleri okuyarak kendisini inşa eder. Eğer bugün maddi kayıplar giderilmişse, şiirin önemi çok büyüktür. Muradova da bu geleneğin önemli bir temsilcisidir.” ifadelerini kullandı.
– “Şiir, İnsanın Anlatılmaz ve Tanımlanamaz Hallerini Söze Döker”
Türk Edebiyatı Dergisi Yazı İşleri Müdürü Enver Ayko, şiirin edebi türler içinde en “kişisel” olan tür olduğunun altını çizerek, “Şiir, insanın anlatılmaz ve tanımlanamaz hallerini söze döker ve onun ruhuna dokunur. Bu etki, Muradova’nın şiirlerinde de kendini gösterir. Onun şiirlerini, vatan sevgisi ve lirik şiirler olarak iki ana kategoriye ayırmak mümkündür. Muradova, şifai gelenekten fazlasıyla beslenmiştir ve onun şiirleri, okunmak ve söylenmek üzere yazılmış gibidir. Artık şiirlerde girmediğimiz, doğanın sesinin de onun şiirinde önemli bir yansıması vardır. Huraman Muradova’nın şiirindeki temel ses, vatan adanmışlığının bir ifadesidir.” şeklinde konuştu.
Huraman Muradova, burada olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, şiirin kendisi için varlığının bir aynası olduğunu ifade etti. Şiirin aynı zamanda hissettiklerinin sesi olduğunu anlatan Muradova, “Bu, benim Türk dünyasına karşı sevdamın bir yansımasıdır. Kardeş Türkiye’deyim ve bu kitap benim için kardeşliğin bir yoludur. Ben de sizlere bu kitap vesilesiyle Azerbaycan’ın selamını getirdim.” dedi. Program, Muradova’nın kitaplarını imzalamasıyla sona erdi.
KAYNAK: AA