OMÜ Ziraat Fakültesi’nden Yenilikçi Proje
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Sebze Yetiştirme ve Islahı Anabilim Dalı’nın başkanı Doç. Dr. Harun Özer önderliğinde gerçekleştirilen “Türk somonu ve hamsi atıklarından elde edilen protein hidrolizatlarının topraksız domates yetiştiriciliğinde biyostimulant olarak kullanım olanaklarının araştırılması ve meyvelerin hasat sonrası muhafazasına etkisinin belirlenmesi” başlıklı proje, çevre dostu yöntemler ve tarımsal sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli bir adım atmaktadır. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen bu proje, tarımsal üretimde yenilikçi uygulamaları ön plana çıkarmaktadır.
Proje kapsamında, balık unu üretimi yapan fabrikalardaki Türk somonu ve hamsi gibi balık atıkları toplanarak biyogübreye dönüştürülmüştür. OMÜ’deki topraksız tarım uygulamalarının yapıldığı seralarda, bu özel gübrenin domates yetiştiriciliğinde verim ve kalite üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Elde edilen bulgular, Türk somonu ve hamsi atıklarından üretilen biyogübrenin, topraksız ortamda yetiştirilen domateslerin meyve kalitesini ve verimini önemli ölçüde artırdığını göstermektedir.
Doç. Dr. Harun Özer, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacının karşılanmasına yönelik sebze üretiminin artırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu süreçte doğanın korunması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının önemine vurgu yaparak, “Topraksız seralarda yoğun bir girdi kullanımı söz konusu, bu da kimyasal gübre ve ilaçların aşırı kullanımını beraberinde getiriyor. Biz bu noktada, girdi kullanımını azaltmayı hedefliyoruz” demiştir.
Samsun’un balık üretimi ve ihracatında önemli bir merkez olduğunu, özellikle balık unu fabrikalarında işlenerek geriye kalan atıkların çevre kirliliğine yol açtığını ifade eden Özer, şunları eklemiştir:
- “Türk somonunu Japonya’ya ihraç ediyoruz, fakat bu balıklardan önemli miktarda atık çıkıyor. Balıkların yüzde 55-60’ı atık olarak kalıyor ve bu atıklar balık unu ya da hayvan yemi olarak değerlendirilebiliyor. Ancak büyük bir kısmı çevreye atılıyor, bu da çevre için tehdit oluşturuyor ve düşük katma değerli ürünler ortaya çıkmasına neden oluyor.”
- “Biz, bu atıklardan gübre üreterek, hem çevre dostu hem de sürdürülebilir bir gübre elde etmeyi hedefliyoruz. Şu ana kadar elde ettiğimiz sonuçlar oldukça başarılı. Özellikle Türk somonu ve hamsi atıklarından elde ettiğimiz hidrolizatları, Türkiye sebze üretiminin büyük bir kısmını kapsayan domates yetiştiriciliğinde deniyoruz. Bu süreçte ticari potansiyele sahip biyogübreler geliştirdik.”
Özer, elde ettikleri gübrenin yalnızca domates yetiştiriciliğinde değil, tüm topraksız tarım uygulamalarında kullanılabileceğini belirtmiştir. “Topraklı tarımda da yoğun miktarda domates yetiştiriliyor. Bu nedenle domatesle başladık ancak tüm ürünlerde etkin bir şekilde kullanılabilir. Hatta yapraklı sebzeler, örneğin maydanoz gibi bitkiler, bu gübre ile başka bir gübre ilavesi olmadan başarılı bir şekilde yetiştirilebilir” ifadelerini kullanmıştır. Çalışmanın henüz ilk yılındayız ve ikinci yıl ile birlikte patent başvurusu süreçlerine başlayacağız. Bu ürünün ticari olarak pazarlanması konusunda büyük bir talep olacağını düşünüyorum” şeklinde konuşmuştur.
Özer, projede Ordu Üniversitesi Fatsa Su Ürünleri Fakültesinden Doç. Dr. Koray Korkmaz’ın da yer aldığını vurgulamıştır. Bu iş birliği, projeye katılan tüm akademisyenlerin bilgi ve deneyimlerini bir araya getirerek daha etkili sonuçlar elde etmeyi amaçlamaktadır.
KAYNAK: AA