Oxford Üniversitesi tarafından 9 Ekim’de yayımlanan yeni bir araştırma, artan kafein alımının kalp sağlığını iyileştirebileceğini ortaya koyuyor. Damar hastalıkları, kan damarlarının zarar görmesiyle sonuçlanarak kalp krizi ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle lupus ve romatoid artrit gibi inflamatuar romatizmal hastalıkları bulunan bireylerde bu risk daha da artış göstermektedir. Bu yüksek risk, hem hastalıkların kendisinden hem de kortizon gibi tedavi yöntemlerinden kaynaklanmaktadır.
Diyet ile Damar Sağlığını Geliştirmek
Geleneksel olarak, doktorlar damar hastalıklarına karşı hastalara inflamasyonu kontrol altına almak, kortizon kullanımını azaltmak, sigara içmemek, kolesterol seviyesini düşürmek ve yüksek tansiyonu yönetmek gibi önerilerde bulunuyorlardı. Ancak, Roma Sapienza Üniversitesi’nden araştırmacılar, kahve, çay ve kakao gibi kafein içeren içeceklerin damar sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahip olabileceğini öne sürüyorlar.
Bu çalışmada kafeinin, kan damarlarını yenilemeye yardımcı olan endotel hücrelerinin yenilenmesine katkıda bulunduğu tespit edilmiştir.
Kafeinin Sağlıktaki Rolü
Kafeinin vücutta uyarıcı bir etki yaratmasının yanı sıra, bağışıklık hücrelerinin yüzeyindeki reseptörlerle etkileşime geçerek anti-inflamatuar bir etki sağladığı bilinmektedir. Kafein tüketiminin kardiyovasküler sağlık üzerindeki etkileri geniş çapta incelenmiş olsa da, elde edilen sonuçlar genellikle çelişkili olmuştur. Araştırmacılar, kardiyovasküler risk faktörü taşımayan 31 lupus hastasını inceleyerek, bu hastaların bir hafta boyunca tükettikleri yiyecek ve içecekleri değerlendirmiştir. Araştırmanın sonuçları, kafein tüketen hastaların damar sağlığının daha iyi olduğunu göstermiştir.
Çalışmanın baş yazarı Fulvia Ceccarelli, “Bu araştırma, hastalara diyetin hastalığın kontrolü üzerindeki rolü hakkında bilgi verme amacını taşımaktadır,” şeklinde konuşmuştur. Araştırmacılar, bu bulguların doğrulanabilmesi için uzun vadeli bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ve kahve tüketiminin hastalık seyrine olan etkisinin daha ayrıntılı bir biçimde araştırılması gerektiğini vurgulamışlardır.