Intelsat 33e Uydusunun Parçalanması ve Uzay Çöpü Tehlikesi

Intelsat 33e Uydusunun Parçalanması: Uzayda Bir Gizem

Intelsat 33e Uydusunun Parçalanması: Uzayda Bir Gizem

Hint Okyanusu’nun yaklaşık 35 bin kilometre yukarısında, ekvator çevresinde sabit bir yörüngede bulunan Intelsat 33e uydusu, kullanıcılarına geniş bant internet hizmeti sunmakta olan önemli bir uyduydu. Ancak 20 Ekim tarihinde gelen ilk raporlar, uydunun aniden güç kaybettiğini ve işlevini yerine getiremeyeceğini bildirdi. Saatler sonra, ABD Uzay Gücü, uydunun en az 20 parçaya ayrıldığını doğruladı. Peki, bu olayın arkasında ne yatıyor? Daha da önemlisi, uzaya daha fazla uydu gönderilmesiyle birlikte bu tür olayların artması beklenmeli mi?

UZAYDA BİR GİZEM

Intelsat 33e’nin parçalanmasına neyin sebep olduğu henüz netlik kazanmış değil. Fakat geçmişte benzer olaylar yaşandığı biliniyor. Bu tür kazalar, bilinçli uydu imha girişimleri, kazara meydana gelen çarpışmalar ya da Güneş aktiviteleri gibi çeşitli sebeplerle meydana gelebilir. Intelsat 33e’nin de ilginç bir geçmişi bulunuyor. 2016 yılında Boeing tarafından üretilen bu uydu, fırlatıldıktan sonra yörüngesine ulaşmakta üç ay gecikme yaşamıştı. Ayrıca, itici sistemiyle ilgili yaşanan sorunlar, uydunun ömrünün planlanandan 3,5 yıl daha erken sona ereceğini gösteriyordu. Bu nedenle şirket, 78 milyon dolar tutarında bir sigorta talebinde bulunmuştu. Ancak parçalanma sırasında uydunun sigortalı olmadığı bildirildi. Şu an Intelsat, bu beklenmedik sorunun nedenini araştırıyor, fakat kesin bir sonuca ulaşamayabiliriz.

UZAY ÇÖPLÜĞÜ TEHLİKESİ

Uydunun parçalanması, uzayda mevcut olan çöplere bir yenisini eklemiş oldu. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) verilerine göre, Dünya’nın yörüngesinde 10 cm’den büyük 40 binden fazla, 1 cm’den küçük ise 130 milyondan fazla uzay çöpü bulunmakta. Yörüngedeki toplam insan yapımı cisimlerin kütlesi yaklaşık 13 bin ton civarındayken, bunun üçte biri, yani 4 bin 300 tonu, uzay çöpünden oluşuyor. Daha yüksek yörüngelerde ise bu çöplerin izlenmesi oldukça zorlaşıyor. Intelsat 33e’nin parçalanmasıyla ortaya çıkan küçük parçacıkların büyük bir kısmı, mevcut teknolojiyle yerden gözlemlenemiyor. Bu durum, yörüngedeki diğer uydular için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Özellikle, yörüngedeki bu karmaşık ortamın sürekli olarak izlenmesi ve takip edilmesi büyük bir önem taşıyor.

KİM SORUMLU?

Uzayda meydana gelen enkazlardan kimin sorumlu olduğu sorusu hala tartışmalı bir konu. 1972 tarihli “Uzay Nesnelerinin Verdiği Zararlar İçin Uluslararası Sorumluluk Sözleşmesi”, teorik olarak uzaya cismi gönderen ülkenin sorumlu tutulmasını öngörüyor. Ancak pratikte, uzay çöplerinin takibi ve bu sorumluluğun yerine getirilmesi oldukça zayıf kalıyor.

İLERİYE DÖNÜK PLANLAR

Uzaya daha fazla uydu gönderildikçe, yörüngedeki kalabalık da artıyor. Gelecekte benzer olayların yaşanmaması için uyduların kontrollü bir şekilde yörüngeden çıkarılması ve uzay çöpü üretiminin en aza indirilmesi kritik bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Örneğin, Eylül ayında ESA’nın Cluster 2 “Salsa” uydusu, Dünya atmosferine kontrollü bir şekilde sokularak güvenli bir biçimde yok edildi. NASA ise, 2030 yılında görev süresinin dolması beklenen Uluslararası Uzay İstasyonu’nun parçalanması durumunda 220 milyondan fazla enkaz parçası yaratabileceğini öngörüyor. Bu yüzden istasyonun yörüngeden çıkarılması için şimdiden çeşitli planlar yapılmaya başlandı.

KAYNAK: SCİENCEALERT