“Sanat, gül yaprağına gülü incitmeden yazı yazmaktır” düşüncesiyle eserler veren Hasan Nail Canat, 25 Ekim 1943 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri’de tamamlayan Canat, sanat hayatına ilk adımlarını Kayseri İmam Hatip Lisesi’nde arkadaşlarıyla okul müsamerelerinde sahneye koyduğu oyunlarla attı. Mezuniyetinin ardından bir fabrikada teknisyen olarak çalışmaya başlayan Canat, kısa süre içinde tiyatrosuz bir yaşamın kendisi için imkansız olduğunu anladı.
Yazar Mustafa Miyasoğlu gibi sanatçı arkadaşlarıyla birlikte sanat çalışmalarına yönelen Canat, ilk şiirini “Arkadaşlarım” adıyla “Fikir ve San’atta Hareket” dergisinde yayımladı. Bu, onun edebi yolculuğunun başlangıcını simgeliyordu.
İlk Eserler ve Tiyatro Yolculuğu
Canat, 1967 yılında “Yalnızlar Rıhtımı” adlı şiir kitabını yayımladı ve ardından “Beklenen” hikayesi ile aylık fikir ve sanat dergisi Tohum’da okuyucularıyla buluştu. Milli tiyatroya ömrünü adayan usta sanatçı, aynı dergide yayımladığı “Hilal Tiyatrosu Turne Notları” başlıklı yazısında tiyatro yapma nedenini açıkça dile getirdi. Yola çıkışını “Dünün tiyatrosu asil ölçüler içinde sanat dünyasının en şerefli makamında gururla otururken, bugün savaş meydanında eline alanın paldır küldür düşmanına saldırdığı basit kılıç haline gelmiştir.” ifadeleriyle belirginleştirerek, kendi tiyatro oluşturma kararını da okuyucuyla paylaştı.
Moskof Sehpası: Unutulmaz Bir Eser
Hasan Nail Canat’ın, komünizmin esareti altında yaşamış ve vatanlarından sürgün edilmiş Kırımlıların dramını gözler önüne seren “Moskof Sehpası” adlı ilk tiyatro oyunu büyük ilgi gördü. Yaklaşık 1.200 kez sahnelenen bu eser, Canat’ın geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Oyunu izleyenler arasında, tiyatrocu olmasına sıcak bakmayan babası da bulunuyordu. Babası, oyunu izledikten sonra “Oğlum, oyununu heyecanla seyrettim. Artık seni özgür bırakıyorum. Sanatını Allah yolunda kullandığın müddetçe yolun açık olsun” diyerek destek verdi.
Necip Fazıl ve Hilal Tiyatrosu
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in konferans ve sohbetlerine katılan Canat, sahnede “Büyük Doğu” çizgisine kendisini yakın görerek Hilal Tiyatrosu’nu kurdu ve Anadolu’ya turneler gerçekleştirdi. “Gece Oyuncuları Topluluğu”nu kuran ve Birlik Sanat’ın kurucuları arasında yer alan usta sanatçı, son yıllarda eserlerini Adım Sahnesi adıyla izleyicilerin beğenisine sundu. Ancak, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tiyatro hayatına bir süre ara vermek zorunda kaldı.
8 Kitap ve Sayısız Tiyatro Oyunu
Bu dönemde, “Bir Küçük Osmancık Vardı”, “Nur Dağındaki Çocuk”, “Yaralı Serçe”, “Günahkar Baba”, “Yasemen”, “Kırımlı Murat Destanı”, “Bir Avuç Ateş” ve “Gül Yarası” gibi toplamda 8 kitap kaleme aldı. Eserlerinde inanç ve ahlak temalarını öne çıkaran Canat, “Günahkar Baba”, “Dilsiz Şeytan”, “Bir Avuç Ateş”, “Afganistan Dramı”, “Bir Demet Gençlik”, “Ebabil Kuşları”, “Bana Mahşeri Anlat”, “Sağır Köyün Sultanları”, “Sokak Kızı Elif”, “Süper Bekçi”, “Sen Nerdesin?”, “Sakarya Türküsü”, “Cimcime Tavşan”, “Aynalar Yolumu Kesti” gibi birçok oyunu hem yazdı hem de yönetti.
Salih Tuna’nın yazdığı “Şeytan Üssü Haber Merkezi” ile “Kara Geceler Efendim”, İbrahim Sadri’nin “Efendi Hayrettin Süperstar”ı ve İranlı yönetmen Muhsin Mahmelbaf’ın “Başkasının Ölümü” adlı tiyatro oyunlarında başrol oyuncusu olarak yer aldı. Sanatçı, ilk tiyatro eseri “Moskof Sehpası”nı kitaplaştırarak “Kırımlı Murat Destanı” ismiyle okuyucularına sundu. “Bir Küçük Osmancık Vardı” eseri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Yüz Temel Eser” arasında yer alırken, “Bir Avuç Ateş” romanı da yönetmen Mesut Uçakan tarafından “Çöküş” ismiyle sinemaya aktarıldı.
Tiyatro Eleman Sorunu ve Sinema
Mütevazı karakteriyle bilinen Hasan Nail Canat, 1991 yılında yaptığı bir konuşmada milli tiyatronun en büyük sorununun eleman eksikliği olduğunu belirtti: “Tiyatromuzun en büyük çıkmazı eleman yokluğudur. Genellikle gençlerimiz zaman zaman bu cazip işe takılırlar. Ama hiçbirinin tiyatrocu olmak gibi bir amacı yoktur. Halbuki tiyatro mutlaka aynı görüşü paylaşan sanatçılardan oluşmalı ve sürekli olmalıdır.”
Tiyatro eğitimleri veren Canat, çocuk oyunlarının yanı sıra yetişkinlere yönelik eserler de sahneledi. Zamanla sinema ve televizyon dünyasına da adım atan usta sanatçı, “Reis Bey”, “Minyeli Abdullah”, “Sahibini Arayan Madalya”, “Çizme”, “Sürgün”, “Beşinci Boyut”, “Bize Nasıl Kıydınız?” gibi filmlerde, ayrıca “İnsanlar Yaşadıkça”, “Kaşağı”, “Müslümanın 24 Saati”, “Müslümanın 365 Günü”, “Deli Yürek”, “Ekmek Teknesi”, “Kalp Gözü” ve “Şark Kahvesi” dizilerinde rol aldı.
Son Günlerinde Sanatını Sürdüren Usta
Marmara FM’de “Gece Fırtınası” adlı programıyla büyük bir hayran kitlesine ulaşan Hasan Nail Canat, milli, dini, ahlaki ve sosyal konuları eserlerine ve sahne hayatına taşıdı. Evli ve dört çocuk babası olan Canat, vefatından saatler önce bile sahnedeydi. Üsküdar Belediyesi’nin Ramazan etkinliklerinde, “Aynalar Yolumu Kesti” adlı oyununu izleyicilere sunmuştu. Veda cümleleri olarak, son oyununu ona ithafen yazdığı Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya Türküsü” oldu.
Geçirdiği kalp krizi sonucu 21 Ekim 2004’te İstanbul’daki evinde hayata veda eden Hasan Nail Canat, Eyüpsultan Mezarlığı’na defnedildi.