Son yıllarda alerji vakalarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Bu durum, birçok sağlık uzmanı tarafından mercek altına alınmış ve çeşitli nedenler üzerinde durulmuştur. Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, alerjilere karşı daha dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Özellikle yaz aylarında açık alanlardan gıda ürünleri alırken ve restoranlarda yemek yerken, bireylerin alerjileri olan ürünlere karşı dikkatli olmaları gerektiğini belirtmektedir.
Alerjik reaksiyonlar arasında en tehlikeli olanı, bağışıklık sisteminin alerjen bir maddeye aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan anafilaktik şoktur. Prof. Dr. Nacaroğlu, bu durumun ciddiyetine dikkat çekerek, “Alerjik şok son 10 yılda 7 kat arttı” ifadesini kullandı.
Alerjik Şok ve Anafilaksi
Prof. Dr. Nacaroğlu, anafilaksinin alerjik şok olarak adlandırıldığını ve vücudun ilaç, besin veya arı sokması gibi durumlara karşı aşırı bir bağışıklık tepkisi verdiğini belirtti. Bu tür reaksiyonlar, “Dudaklarda kızarıklık, ciltte kabarıklık, nefes almada zorluk, öksürük, hırıltı, kalbin hızlı çarpması, tansiyon düşmesi ve kalp durması gibi ölümle sonuçlanabilecek ciddi belirtilerle kendini gösterebilir” dedi. Bu nedenle, dış ortamda karşılaşılabilecek alerjik şok durumlarına karşı her zaman adrenalin otoenjektörünün taşınmasının önemine vurgu yaptı.
- Alerjik şok durumunda: Adrenalin kalemi hayat kurtarıcıdır. Bir besin alerjisi ile karşılaşılması durumunda, 30 dakika içinde kalp durmasına bağlı ölüm riski bulunuyor.
- Böyle bir durumda, bacağın kanlanmasının en iyi olduğu bölgeye hızlıca adrenalin uygulanmalı ve 10 saniye beklenmelidir.
- Özellikle yaz aylarında tatil bölgelerinde, restoranlarda ve açık alanlarda arı sokması gibi durumlarla karşılaşma riski artmaktadır.
Besin Alerjilerindeki Artış
Prof. Dr. Nacaroğlu, “Son yıllarda besin alerjileri giderek artıyor” diyerek, açık alanlardaki beslenme alışkanlıklarının ve açık büfe kullanımlarının, besin alerjileri ile karşılaşma riskini artırdığını ifade etti. Dışarıda tüketilen yiyeceklerin arı venomları içerebileceği ve bu nedenle ebeveynlerin dikkatli olması gerektiği vurgulandı.
Besin alerjilerinin artışında, işlenmiş ve genetiği değiştirilmiş besinlerin yanı sıra, tatlandırıcı ve koruyucu maddelerin kullanımı, sezaryen doğum oranlarının artması ve antibiyotik kullanımının bağırsak florasını olumsuz etkilemesi gibi faktörlerin rol oynadığı belirtilmektedir.
Deterjan Kalıntıları ve Alerji İlişkisi
Yeni yapılan araştırmalar, restoranlarda kullanılan yüksek konsantrasyondaki deterjanların, yıkanan tabaklar ve bardaklar üzerinde kalıntı bıraktığını göstermektedir. Bu kalıntılar, ağız yoluyla alındığında yemek borusu ve bağırsaklarda bariyerlerin bozulmasına neden olabilmekte ve bu durum besin alerjilerinin sıklığını artırabilmektedir. Bu nedenle, evde de deterjan kullanımında durulama yapılmasının zararlı etkenlerden korunmak açısından faydalı olabileceği ifade edilmiştir.
Toplum Bilincinin Artması Gerekiyor
Sonuç olarak, alerji durumlarına karşı toplumun bilinçlenmesi ve gereken önlemleri alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nacaroğlu, bireylerin dikkatli olmalarının hayati öneme sahip olduğunu belirtti.