Aicoor Bilgi Teknolojileri ve Transleyt Projesi
Teknopark’ın Kandilli Kampüsü’nde AR-GE firması olarak faaliyet gösteren Aicoor Bilgi Teknolojileri, küresel iletişimi daha erişilebilir hale getirmek amacıyla Türkiye’ye yerli bir çeviri platformu kazandırmak için Transleyt Projesi’ni hayata geçirdi. Bu yapay zeka destekli çeviri platformu, metin, doküman ve resim formatındaki içeriklerin çevirisini gerçekleştirme olanağı sunuyor. Kullanıcılar, çeviri işlemi sırasında ton, üslup ve alan gibi hassas ayarları seçerek 30 farklı dilde çapraz çeviri yapabiliyorlar.
Transleyt, desteklediği diller arasında Türkçe, Osmanlı Türkçesi, İngilizce, Arapça, Bengalce, Çince (basitleştirilmiş ve geleneksel), Danca, Flemenkçe, Fince, Fransızca, Almanca, Yunanca, Hintçe, Macarca, Endonezce, İtalyanca, Japonca, Korece, Malayca, Norveççe, Lehçe, Portekizce, Rusça, İspanyolca, İsveççe, Tagalogca (Filipino), Tayca, Ukraynaca ve Vietnamca yer alıyor. Ayrıca platform, ses dosyalarının deşifresini ve istenilen dile çevrilmesini sağlarken, taranmış PDF dosyalarını OCR teknolojisiyle aranabilir hale getiriyor. Bunun yanı sıra, manzum ve düz yazı olan eski Türkçe metinlerin transkripsiyonunu yapabilme yeteneği ile 13. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar farklı dönemlere ait metinleri sadeleştirme imkanı sunuyor.
“Tüm Yapay Zeka Modellerinin Önemli Olan 4-5’iyle Birlikte İşlem Yapıyoruz”
Transleyt’in kurucusu Sadi Özgür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5-6 yıldır Osmanlı Türkçesi dokümanların transliterasyonu ve transkripsiyonu üzerine çalışmalar yaptıklarını ancak bu metinlerin günümüz Türkçesine de çevrilebilmesi gerektiğini vurguladı. Özgür, elde ettikleri veri setleriyle “Transleyt” projesini, özellikle dil ve kültür hazinesi için önemli bir adım olarak hayata geçirdiklerini ifade etti. Platformun toplamda 30 dilde çapraz çeviri yapabilme yeteneğine sahip olduğunu belirtti.
Proje geliştirilirken veri seti oluşturmakta zorluk çektiklerini belirten Özgür, “Yaklaşık 1-1,5 yıldır bunun üzerine oluşturduğumuz veri setleriyle çalışıyoruz ve doğru sonuçlar almaya başladık. Şu anda çıkan tüm yapay zeka modellerinin önemli olan 4-5’iyle arka planda işlem yapıyoruz.” diye konuştu.
“Güncel Türkçeye Sadeleştirme İmkanı”
Özgür, bu uygulamayı kullananların araştırmacılar, akademisyenler veya öğrenciler olabileceğini belirterek, “Eğer elinde bulunan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinleri günümüz Türkçesine çevirmek istiyorlarsa, bu sistem onlara büyük fayda sağlayacaktır.” dedi. Sadece Türkiye’deki akademisyenleri düşünmediklerini, Osmanlı Türkçesinden 30 dile doğrudan çeviri yapabildiklerini ifade etti. Kullanıcıların, Amerika’daki bir akademisyen, İngiltere’deki bir profesör veya Almanya’da yaşayan bir öğrenci olabileceğini ve elindeki bir dokümanın görüntüsünü sisteme yükleyerek doğrudan resimden metne çeviri yapabileceklerini vurguladı.
Platform, ses ve doküman çevirisi ile transkripsiyon ve sadeleştirme gibi özellikler de sunuyor. Özgür, “15 ya da 14. yüzyılda yazılmış bir metni güncel Türkçeye sadeleştirebiliyoruz. Bu gerçekten güzel bir özellik. Bire bir çeviriden ziyade metni sadeleştirerek günümüz kullanıcısının anlayabileceği bir dile çeviriyoruz.” diye ekledi.
Yazılım ekibinin Osmanlı Türkçesine hakim olduğunu ve karşılaştıkları sorunlar için kendi alternatif algoritmalarını geliştirdiklerini belirten Özgür, “Şu anda matbu metinlerde yüzde 98, düzgün el yazma metinlerde ise yüzde 92 gibi bir başarı oranı elde edebiliyoruz. Zamanla yazma eserlerde de çok daha başarılı bir seviyeye ulaşacağımızı düşünüyorum.” dedi.
Yerli ve Milli Çeviri Çözümleri
Google Translate, DeepL gibi ürünlerin yerlisini üretmeye çalıştıklarını vurgulayan Özgür, “Temel özellik, Türkçeye çeviri anlamında bağlama ve kontekste duyarlı çeviri olacaktır. Diğerlerinden farklı olarak, kullanıcılar üslup, ton ve alan gibi üç farklı seçenekle çeviri yapabiliyor.” şeklinde konuştu. Örneğin, hukuk alanında bir makale için tonunu ‘akademik’ seçip alanını ‘hukuk’ olarak belirlediğinde, sistem mevcut hukuk terminolojisini dikkate alarak çeviriyi gerçekleştiriyor. Benzer şekilde, tıp alanında bir makale için sağlık terminolojisi kullanılarak çeviri yapılıyor. Özgür, Türkçeye çeviri noktasında özellikle bu bilinen firmalardan daha başarılı olduklarını ifade etti.
Akademik camiada bu platformun daha fazla kullanılacağını düşündüklerini belirten Özgür, dublaj ve seslendirme gibi ek özelliklerin de platforma entegre edileceğini kaydetti.
“İç Pazara Hakim Olduktan Sonra Globalde Açılmayı Hedefliyoruz”
Platformda, dünya genelinde en çok kullanılan dilleri öncelikli olarak seçtiklerini vurgulayan Özgür, “İngilizce, Almanca, Çince, Japonca, Hintçe, Rusça, Arapça ve Farsça gibi çok fazla kullanıcıya sahip dillere öncelikli olarak başladık. Dünya üzerinde 8 milyar insan varsa, 6 milyarının bu 30 dili kullandığını düşünüyorum.” dedi.
Özgür, “İlk defa bu alanda yerli ve milli bir ürün çıkardığımızı ifade etmek isterim. Öncelikle iç pazarda hakimiyeti sağlamak istiyoruz. Google Translate ücretsiz, bu nedenle onunla rekabet etme gibi bir hedefimiz yok. Ancak bizim yaptığımız gibi ücretli sistemler, bağlama duyarlı çevirilerde yüksek performans gösterebilen firmalar, son birkaç yıldır Türkçeyi de sistemlerine entegre ettiler. Dolayısıyla bu firmalar pazarda yer edinene kadar iç pazara hakim olmayı hedefliyoruz.” dedi. Ayrıca, iç pazara hakim olduktan sonra uluslararası rekabet yöntemlerini araştıracaklarını ve akademi camiasından yurt dışından talep olacağını düşündüklerini belirtti. Yurt dışındaki üniversitelere kurumsal olarak ulaşımın kolay olacağını ve bireysel olarak da gelecekte globalde açılma fikrinin mutlaka olacağını ifade etti.
Boğaziçi Üniversitesi Teknopark Genel Müdürü Cem Duran ise firmanın 6 ila 8 aylık bir süreçte projeyi geliştirerek pazara sunduğunu, üniversitenin de ilerleyen süreçte firmanın bir müşterisi olarak bu platformu öğrencilerin ve akademisyenlerin kullanımına açacağını söyledi.
KAYNAK: AA