ABD’nin TikTok Kararına Dair Gelişmeler ve İfade Özgürlüğü Tartışmaları

ABD’nin TikTok Kararına Dair Gelişmeler

ABD Başkanı Joe Biden, TikTok’un Amerika Birleşik Devletleri’nde satılması ya da yasaklanmasına yönelik önlemi bu yıl nisan ayında imzalamıştı. Bu karar, ABD kullanıcılarının verilerinin Çin hükümeti tarafından kötüye kullanılabileceğine dair artan endişeler ışığında alınmıştı. TikTok ise, her zaman Çin hükümeti ile herhangi bir bağlantısının olmadığını iddia etmekte ve yasa tasarısını ifade özgürlüğü haklarına ciddi bir müdahale olarak değerlendirmektedir.

TikTok’un Çinli sahibi ByteDance, platformun ABD’de 170 milyondan fazla kullanıcısı olduğunu belirtmektedir. Şirketin şimdi temyiz mahkemesinde, üç yargıçtan oluşan bir heyet önünde argümanlarını sunması bekleniyor. Bu davaya, geçimlerini sağlamak için TikTok’a güvenen Teksaslı bir çiftçi ve Tennessee’li bir fırıncı gibi sekiz TikTok içerik oluşturucusu da katılacak. Ardından, Adalet Bakanlığı (DoJ) avukatları kendi argümanlarını sunacak.

ABD’nin TikTok Kararı Endişeleri Beraberinde Getiriyor

Veri güvenliği endişelerinin yanı sıra, DoJ yetkilileri ve milletvekilleri, TikTok’un Çin hükümeti tarafından Amerikalılara propaganda yaymak amacıyla kullanılabileceği olasılığından da kaygı duymaktadır. Ancak, ABD Anayasası’nın Birinci Değişikliği ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü haklarının savunucuları, bu tür bir yasak veya elden çıkarma yasasının onaylanmasının dünya genelindeki otoriter rejimlere uygun bir zemin hazırlayabileceği uyarısında bulunmaktadırlar.

Columbia Üniversitesi’nin Knight Birinci Değişiklik Enstitüsü’nde çalışan avukat Xiangnong Wang, “Baskıcı hükümetlerin, yurtdışından bilgi, fikir ve medyaya erişim konusunda kendi vatandaşlarına yönelik yeni kısıtlamaları haklı çıkarmak için bu emsali kullanmalarına şaşırmamalıyız.” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Enstitü, davanın tarafı olmayan ancak davayla ilgili olarak bilgi veya uzmanlık sağlayan bir ‘amicus brief’ de dosyalamıştır. Wang, ayrıca milletvekillerini, TikTok’un oluşturduğunu iddia ettikleri ulusal güvenlik tehditlerine dair detaylı bilgi vermemekle eleştirmiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*