Selçuk Bayraktar’ın Açıklamaları
- “Kızılelma’da 2026’da daha yüksek üretim hedefliyoruz, 10’un üzerinde.”
- “TCG Anadolu ile Bayraktar TB-3 bu yıl içinde buluşmuş olacak, niyetimiz o yönde.”
- “Bizim attığımız uydular küresel konumlama sistemi olacak, bağımsızlığımız için çok önemli.”
Son dakika haberi: Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu Başkent Kulisi Özel Yayınına katıldı. Teknofest’in gerçekleştirildiği Adana’da yapılan programda Selçuk Bayraktar, moderatör Mehmet Acet ve Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk’ün sorularını içtenlikle yanıtladı.
Bayraktar’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Artık bu bir tsunami ama olumlu anlamda. Teknolojik kuşatmaya maruz kaldığımız her alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunun yanında kardeş coğrafyalara da ilham verecek bir hareketlilik gözlemleniyor. Teknolojinin festivali olur mu sorusunu sormak mümkün. Ülkemizde müzik festivalleri ve sinema festivalleri düzenleniyor; futbol ise festival havasında takip ediliyor. Bizler için de bu festivali düzenlerken benzer bir soruyla karşılaştık. Beklediğimizden çok daha fazla ilgi gösterildi. Milletimiz, bu önemli dalgaya büyük destek verdi. Ülkemiz, medeniyetimiz adına her yıl umutlarımızı yeşertiyor. Binlerce gönüllüsü, 140’tan fazla paydaşıyla burada inanılmaz bir motivasyon görüyoruz. İnsanlar, ‘Bizler çektik, bizden sonraki nesiller hak ettiği yere gelsin, milletimiz medeniyetler yarışında hak ettiği kulvarda olsun’ anlayışıyla bir araya geldiler. Bir çocuğun gelip bir uçağa dokunması, belki de ülkemizin uzay programını inşa edecek o çocuğa ulaşmak için seferber oldular. Bu bağlamda sizler de sağ olun, ilk yıldan itibaren paydaşımız oldunuz. Şükranlarımı sunuyorum.
“TEKNOFEST SOSYAL DÖNÜŞÜM RÜZGARI”
Roket yarışmalarımız mevcut. İleri düzey iniş yarışması düzenliyoruz. Dünyada bu tür bir yarışma sadece ABD’de yapılıyor. Türkiye uzay alanında hak ettiği konumda değilken, Allah’a şükür bugün dünyaya damga vuracak markalara sahibiz. Baykar, dünyanın en büyük insansız hava aracı üreticisi konumunda. Uzayda da güçlü bir iddia ortaya koyuyoruz. Roket yarışmalarına binlerce öğrenci katıldı. Acaba ne kadarı Roketsan’a, hava savunma silahları ve uydu araçlarına istihdam oldu dedik. Bu yarışmalar başvuru kalitesini artırdı. Bir müzisyen 20 yaşından sonra konservatuvara gittiğinde, daha ufacık yaşta başlayan bir kişiyle arasında büyük bir fark olacaktır. Kendi hikayemde de benzer bir durum söz konusu. Ben en küçük yaşta babam sayesinde merak saldım ve bu merakım hiç bitmedi. Biz, benzer hikayeleri inşa etmek istedik. İmkanı olmayan çocukların bile gelip bir uçağa dokunmasını sağlamak için köylerden binlerce çocuğu Teknofest alanına getiriyoruz. Belki ailelerinin imkanıyla gelemezlerdi, bunu da Baykar olarak üstleniyoruz. Teknofest, sosyal dönüşüm rüzgarı. En gencinden en yaşlısına kadar bir rüzgar.
İSRAİL’İN FİLİSTİN VE LÜBNAN’A SALDIRILARI
(Orta Doğu’da ne oluyor, bu ateş bize kadar gelir mi?) Bunun öncesinde şunu belirtmekte fayda var: Adeta bebeğini öldüreceğim, süt emiyorsa annesini öldüreceğim diyen bir anlayışla, bunu dine çeviren bir inançla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. İnsanoğlunun tarihine baktığımızda 200 bin yılda böylesine vahim bir tablo çok az görüldü. Hele modern bir çağda, dünyanın küresel ölçekte birbirine bağlı olduğu bir dönemde bu durum oldukça vahim. Özellikle bu bakış açısı ve inanç, bizi sürüklüyor. Sonrasında yaşanan olaylar da bunun doğal bir sonucu. Çünkü, insanoğlunun bugüne kadar inşa ettiği bütün müesseseler, yazılı kurallar ve değerler hepsinin hiçe sayıldığını görüyoruz. Bebeklerin öldürüldüğü bir din anlayışı olabilir mi? Böyle bir dünya mümkün mü? ‘Biz herkesten üstünüz, diğerleri insan bile değil’ yaklaşımı, dünyada hüküm sürmeye başlarsa, bu dünyanın sonu çok karanlık demektir.
Bugüne geldiğimizde, sizlerin de ifade ettiği gibi İsrail’in saldırılarına mukabil İran’ın füzelerle karşılık verdiğini görüyoruz. Ancak hava savunma sistemlerinin bu saldırılar karşısında tam başarıyla angaje edilemediğini de gözlemliyoruz. Hava savunma sistemlerinin salvolar halinde gelen bir taarruza karşı koyabilmesi oldukça zor. (İran amacına ulaştı denilebilir mi?) Teknik anlamda başarılı olduğunu düşünüyorum. Nasıl bir zarar verdi, onu bilemiyorum. (Teknik olarak o füzelerin fırlatılması, sürü halinde gönderilmesi bir başarıdır diyorsunuz.) Benim anladığım kadarıyla büyük kısmı hedefe ulaşmış durumda. (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘Filistin ve Lübnan’dan sonra İsrail’in gözünü dikeceği yer vatan topraklarımızdır’ açıklaması.) Ben, bu durumu insanlık için büyük bir tehdit olarak değerlendiriyorum. Varoluşsal bir tehdit. Dolayısıyla sadece bir Müslüman olarak değil, insanlık açısından baktığınızda bu durum hepsine aykırı olduğunu değerlendiriyorum. Makul insanlar da böyle bir durumun olamayacağını dile getirecektir.
Bebekler, insanoğlunun en masum varlıklarıdır. Onları suçlu tutacak veya onlara fatura çıkaracak bir anlayış, insanoğlu için büyük bir tehdittir. Elbette ülkemizi de bu yönden ciddi anlamda etkiliyor. Milli teknoloji hamlesi, tam bağımsız Türkiye diyoruz. Niçin bunu söylüyoruz? Çünkü taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini biliyoruz. Eğer bu silahları dışarıdan almış olsaydık, ne olduğunu yaşayarak öğrenirdik. Bütün bu milli teknoloji hamlesi dalgasını ve Teknofest’i de bu yüzden düzenliyoruz. Bütün bu çaba, sen geleceksin diye diyoruz. Bağımsızlıktan kastımız; kendimizi savunma kapasitemizin yanı sıra, gönül coğrafyamızı, kendi medeniyetimizi savunma kapasitesidir. Bunun yanında kendi coğrafyamıza ve insanlığa fayda sağlamaktır.
TÜRKİYE’NİN ÇELİK KUBBESİ NE ZAMAN DEVREYE GİRECEK?
Benim bilgim dahilinde, daha yeni nesil modern bir sistem olacak. Türkiye’nin hava savunmasına bakarsak, biz milli silahlarımızı geliştirdik ve kademe kademe geliştirmeye devam ediyoruz. Ancak henüz bunların büyük kısmını sahada kullanmaya başlamadık. Türkiye, havacılıkta da hava savunma sistemlerinde de akamete uğramış bir seyrin hikayesini yaşıyordu. Hava savunma sistemleri adım adım gelmeye başladı. Biz, 20 sene öncesine döndüğümüzde yüzde 85 oranında yurt dışına muhtaç olan bir ülkeydik. Bugün ise kendi projelerimizi dünyaya ihraç eden bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bugün itibarıyla hava savunma sistemimiz, mevcut tehditler açısından yeterli düzeyde değil. Ancak ilmimiz ve bu alandaki çalışmalarımız; ROKETSAN, ASELSAN ve TÜBİTAK’ın da katkılarıyla devam ediyor. Çalışmalar sürüyor.
(Türkiye’nin dışarıdan yan gözle bakılamayacak bir ülke haline gelmesi ne kadar sürer?) Düşünün ki karşıdan size bir mermi geliyor, siz onu vurmaya çalışıyorsunuz. Bu oldukça zor. Hele manevra yapan bir mermi ise daha da zor. Dolayısıyla sadece hava savunma silahları açısından değil, uzun menzilli balistik füzeler asıl caydırıcı unsurlar. Çünkü karşı taraf bunu bildiğinde bu kadar kolay atış yapmayacaktır.
TÜRKİYE’NİN ATTIĞI ADIMLARA İÇERİDEN GELEN ELEŞTİRELERİN SEBEBİ
En büyük sorun öğrenilmiş çaresizlik. Uzaydan bahsediyoruz. Meşhur bir komedyen, ‘ben astronot olacağım’ diyen çocuğa ‘şimdiden zıpla, anca gidersin’ demişti. Elbette bir örneği olmadığından bu durum öğrenilmiş çaresizlik olarak devam etmiş ve alay konusu olmuştur. Türkiye, uzaya astronot gönderdiğinde de ‘uzay turisti’ dendi. Gençlerin hayallerinin içine popçu, topçu değil de astronotlar da girmelidir. Gençlerimiz astronot da olmak istesinler. Bunun için çaba sarf ediyoruz. Onun bile zaman zaman alaya alındığını gördük. Bu durum önemli engeller oluşturuyor. Öğrenilmiş çaresizliği büyük oranda yıktık.
Baykar, dünyanın en büyük insansız hava aracı markası. Bütün gelirlerinin yüzde 97’si ihracattan geliyor. Böyle bir savunma sanayi şirketi olmadığı gibi, çok az teknoloji şirketi böyle. Bu sayede teknolojilerimizi geliştiriyoruz.
2026’DA 10’DAN FAZLA KIZILELMA GÖK VATAN’DA OLACAK
Akıncı 10 ülkeye, Bayraktar TB-2 24 ülkeye ihraç edildi. İnşallah Kızılelma daha fazla olacak. Kızılelma’nın seri üretimi başladı. Bir araç ürettik ve 2026’da daha yüksek üretim hedefliyoruz, 10’un üzerinde üretim gerçekleştireceğiz.
Kızılelma’nın tüm bileşenleri Türkiye’de üretiliyor, sadece jet motoru Ukrayna’dan geliyor. O konuda da çalışmalarımız var. Önümüzdeki birkaç yıl yurt dışına bağımlı olacağız. Ancak 5-6 yıl içinde birkaç tip motor Kızılelma’da yer alacak.
İnsanı sürekli eğitimden geçirmeniz lazım. İnsansız hava uçağı öyle değil. Satrançta dünyanın en iyi oyuncusunu bilgisayar 20 sene önce yendi. O adamı 40 yılda yetiştirdiniz; o makine ise bir defa yapıldı. Düşünün ki Kasparov’u yetiştirmek 40 yıl sürüyorsa, o yazılım saniyeler içinde öğreniyor. Yazılıma öğrettiğinizde bir sürü pilotunuz oluyor.
YAPAY ZEKAYA NE TÜR YATIRIMLAR YAPILIYOR?
İnsanlık kalemi keşfetmeden önce sözle iletişim kuruyordu ve bir sonraki nesle de öyle aktarıyordu. Ancak araya bir sürü hurafe giriyordu. Dolayısıyla insanoğlu çok daha sistematik bir bilgi biriktirme kabiliyetine kavuştu. Yapay zeka da yeni bir kalemdir. Bir anlamda insanoğlunun bilgiyi çok daha hızlı ve sistematik bir şekilde üretmesine vesile olacak. Bunun yanı sıra bu büyük bir güçtür. Ancak insanlık zararına kullanımı da büyük bir tehlike arz ediyor. Gazze’de olduğu gibi, bir soykırımla en fazla sayıda sivili en etkili şekilde katletmek için kullanırsanız bu korkunç bir şey. Bunun yanında insanlığı şifaya kavuşturmaya da yardımcı olabilir yapay zeka. Eğitim açısından da birçok imkan sunabilecek bir teknoloji.
Bizim insansız hava araçlarımız için geliştirdiğimiz teknolojiler mevcut. Uçakları oldukça akıllı hale getirmeye çalışıyoruz. Silah sistemlerinin otomatik şekilde hedefleri bulup imha etmesi değil, uçağın emniyetli uçması ve nesneleri tanıması konusunda çok daha düşük bir hata oranına sahip olmasını sağlıyoruz. Çünkü biz hava araçlarımızı tasarlarken kaç milyon saatte bir hata yapacağı olasılıkları üzerinden tasarlarız. Bunun için ileri düzey algoritmalar geliştiriyoruz. Uçuş emniyeti açısından detaylı yapay zeka çalışmaları yapıyoruz. Çevresel farkındalık dediğimiz, meteorolojiyi algılaması, pisti tanıması ve konumunu bulması gibi çalışmalarımız var. Ayrıca otomatik bir şekilde araziye veya piste dönebilmesi için algoritmalar üzerinde de çalışmalar yürütüyoruz. Bununla ilgili açık kaynaklı olacak şekilde Türkçe temelli büyük bir dil modeli üzerine çalışıyoruz ve 3 bin kişilik gönüllü bir ekibimiz var.
Çok akıllı bir papağan gibi düşünün; bir konuyu sorduğunuzda size o konu hakkında cevap veriyor. İnsanoğlunun bildiği bütün dillerde konuşabiliyor.
‘Yapay zeka felsefe ve sanatı bana bıraksın, gitsin temizlik yapsın’ diyenler var. Felsefe konusunda çok iyi ancak ‘git ellerini yıka’ veya ‘çamaşırları yıka’ deseniz, robotların hepsi isyan bayrağı kaldırır. İnsanoğlunun en temel işlevlerini yapabilmeleri o kadar kolay değil. Robotlar bir anlamda çuvallıyorlar. Ancak akıl vermeye gelince muhteşem sonuçlar görebiliyoruz.
Yapay zeka gelişti, ben de mağdurlarından biriyim. Yapay zekayla konuşturularak yatırım reklamları verilmiş olup, sosyal medya mecraları bu içerikleri kaldırmıyor. Nitelikli dolandırıcılarla ortaklık yapıyorlar.
UZAY ALANINDA NASIL ÇALIŞMALAR YAPILIYOR?
Uzaya fırlatma aracı da yapıyoruz ancak bunun gerçekleştirilmesi yıllar sürecektir. Kendi imkanlarımızla takım uydu inşa ediyoruz. Uydu, bir hava aracından daha karmaşık değil. Bu arada ülkemizin geliştirdiği çok daha gelişmiş uydular da mevcut. TÜBİTAK’ın, TÜRKSAT’ın geliştirdiği uydu teknolojileri var.
Uydu üzerinden inşa etmeye çalışıyoruz. Dünyayı şöyle bir yuvarlak düşünün. Haberleşme uyduları var. Örneğin televizyon yayını yapan uydular. Bunlar dünyayla beraber dönüyor. Buradan yayın uyduya çıkıyor, ardından yere iniyor. Dünyayı küre gibi düşündüğünüzde, çok büyük bir alanı kaplıyor. Bunlar uzak uydular. Ayrıca yakın yörüngede ve çok yakındaki uydular da var. Dünya 6 bin kilometre yarıçaplıysa, 500 kilometrede çok hızlı dönen uydular bulunuyor. Ancak bunlar dünya üzerinde görebileceği yer açısından dar bir alana sahip olduğundan, çok sayıda uydu atılması gerekiyor. Ucuz olması da bir diğer gereklilik. 500 kilometre yörüngeye binlerce uydu atarak internet haberleşmesi sağlıyorlar. Biz, 2 bin 500 kilometre uzağa uydu atacağız. Takipçi değiliz. Ya daha iyisini yapıyoruz ya da çok farklı bir şey ortaya koyuyoruz.
TÜRKİYE’NİN KÜRESEL KONUMLAMA SİSTEMİ OLACAK: BAĞIMSIZLIĞIMIZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Bizim attığımız uydular küresel konumlama sistemi olacak. Buraya gelirken telefonunuzu kullandınız. Navigasyon sistemini kullanıyorlar. Hem yerli hem de milli bir sistem olacak. Hem hassas olacak hem de çok daha ucuza mal edilecek. Dost ve kardeş coğrafyalarla beraber kullanılacak. Biz bunu kendi kaynaklarımızla geliştiriyoruz. Bu teknolojiyi açmak istiyoruz. Akıllı arabaların da bu teknolojiye ihtiyacı olacak. Yeni nesil bir konumlama sisteminden bahsediyoruz. Bunun yanında bağımsız bir şekilde kullanılması da mümkün. Küresel konumlama sistemini uçaklar, deniz araçları da kullanıyor.
Bu yatırım, çok stratejik olduğu için böyle bir yöne yöneldim. Hızlıca inşa edilmesi gerekiyor. Bağımsızlığımız ve egemenliğimiz açısından kritik bir öneme sahip.
CEZERİ PROJESİNDE SON DURUM NE?
Tümüyle otomobilin yerini almayacak. Öncelikle sportif maksatlarla kullanılacak. Uçan araba dediğimiz araçların çok emniyetli ve yüksek otonomiye sahip olması gerekiyor. Biz bunun kavramsal prototipini kullandığımızda 10 yıl içinde geleceğini belirtmiştik. Ancak bugünden çalışıyoruz ki o gün geldiğinde geri kalmış olmayalım. Bütün bu ileri düzey otonomi teknolojileri; bu gelişmelerin hepsi bir anlamda uçan arabalara hizmet ediyor.
BAYRAKTAR TB-3, ANADOLU GEMİSİ İLE NE ZAMAN BULUŞACAK?
(ABD ve İsrail ilk biz yapacağız demesi, Selçuk Bayraktar’ın da ‘yarış olacak’ sözleriyle meydan okuması) Denemelere başlayacak, ardından hızlı bir şekilde envantere girecek. Testi yapıldı, ABD tarafından. Biz henüz test yapmadık. İlk göreve kim başlayacak, yarış devam ediyor. İsrail’de gelişme oldu mu, ondan haberim yok.
OYUN DEĞİŞTİRİCİ ROLÜ
En fazla yaptığı şey keşif ve istihbarat görevi. Bu da bu çağda oluşmuş çok yakın zamanda gelişmiş bir kabiliyettir. Ufacık bir platforma birkaç bin kilometreye etki ediyorsunuz. Maliyeti de düşük. Bu işin ekonomisi her zaman önemli.
TCG Anadolu ile TB-3 bu yıl içinde buluşmuş olacak, niyetimiz o yönde. Yüzde 100 tarih vermek istemiyorum ama hedefimiz bu yönde. Sürekli seanstayız. Bütün hava araçlarımızın kullanıldığı ülkelerde teknik ekibimiz mevcut. Hepsinden, bir anlamda küresel geri dönüşlerle teknolojimizi geliştiriyoruz.
KANAL7 MEDYA GRUBU’NA TEŞEKKÜR
Sizlere, milli teknoloji hamlesinin merkezi Teknofest’te yol arkadaşı olduğunuz için teşekkürlerimi iletiyorum. Sabah saatlerinde burası çok keyifli bir festival deneyimi sunuyor. Toplu taşımayı tavsiye ediyoruz ziyaretçilerimize. Özellikle hafta sonu çok yoğun olacaktır. Hafta içi erken saatler en uygun saatler. Online kayıt yaparlarsa da daha kolay katılım sağlayacaklardır. Tüm milletimizi Teknofest’e bekliyoruz.
KAYNAK: HABER7