Ladik Gölü’ndeki Kuraklık ve Etkileri

Ladik Gölü’ndeki Durum ve Kuraklığın Etkileri

Yüzen adacıkların yer aldığı Ladik Gölü, göç yolları üzerinde bulunması nedeniyle 90 farklı kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu göl havzası, turna, tahta balıkları, tatlı su levreği, sazan ve kızılkanat gibi balık çeşitliliği ile bölgedeki birçok vatandaş için önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Ancak, Devlet Su İşleri 7. Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, Ladik Gölü’nde su seviyesi minimum seviyelere düşmüştür. Kuraklığın etkisiyle küçülen göl, şu an sulama amacıyla da kullanılmamaktadır.

TÜRKİYE’DE SU TÜKETİMİNE DİKKAT!

Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2024 yılı yazında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sıcaklık rekorlarının kırıldığını ifade etti. Özellikle 21 Temmuz’un, dünya genelinde sıcaklık rekorunun kaydedildiği bir gün olduğunu vurgulayan Bahadır, “Buharlaşma miktarının artması, göl, akarsu ve kaynaklar üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu durum, kuraklığın tarımsal üretim, su kullanımı ve kişi başına düşen su miktarını doğrudan etkilediğini göstermektedir.” dedi.

Ladik Gölü, hem içme suyu hem de tarımsal sulama ve hayvancılık için büyük önem taşımaktadır. Bahadır, “Ladik Gölü çevresinde birçok köy ve ilçe bulunmaktadır. Gölü besleyen derelerin çoğu kurumuş durumda ve bu nedenle göl yeterince beslenememektedir. Kuru dereler, sellenme olayları sırasında göle büyük miktarda alüvyon taşımaktadır. Bu durum, gölün bir yandan kuraklık nedeniyle sığlaşmasına, bir yandan da gelen alüvyonlarla dolmasına sebep olmaktadır.” şeklinde konuştu.

YÜZEN ADACIKLARIN GELECEĞİ

Doç. Dr. Muhammet Bahadır, Ladik Gölü’ndeki yüzen adacıkların kuraklık nedeniyle tabana oturduğunu belirtti. “Yüzen adalar, bölge turizmi açısından oldukça değerlidir. Ayrıca, tarımda doğal gübre olarak kullanılması da mümkündür. Ancak, günümüzde bu adacıklar göl tabanına oturarak hareket etme kabiliyetini kaybetmiştir.” dedi.

Bahadır, gölü kurtarma konusunda sürdürülebilir bir mekanizma oluşturulması gerektiğini vurguladı. “Ladik Gölü’nde su seviyesini belirli bir düzeyde tutmaya çalışıyoruz, ancak belirli bir seviyeden sonra suyun salınması kaçınılmaz hale geliyor. Türkiye olarak, salma sulama yönteminden acilen vazgeçmeliyiz. Su tasarrufu sağlayarak, damla veya fıskiyeli sulama yöntemleriyle daha az su ile daha geniş alanları sulama imkânına sahip olabiliriz.” ifadelerini kullandı.

Ladik Gölü’nün 25 yıllık serüvenini uydu görüntüleri ile incelediklerini ve her geçen gün su seviyesinin gerilediğini belirten Bahadır, “Gölün alanı 11 kilometrekarelerden 7,2 kilometrekareye kadar düşmüş durumda. Eğer iklim değişikliği bu şekilde devam ederse ve suya olan ihtiyaç artarsa, gelecek 10-15 yıl içinde Ladik Gölü’nü kaybetme riski ile karşı karşıya kalabiliriz.” dedi.

Ladik Gölü çevresinde restoran işleten Şenol Tiryaki ise, “Doğma büyüme Ladikli’yim ve göldeki su seviyesinin en düşük seviyelere düştüğünü gözlemliyorum. Doğanın verdiği bu değerli nimetleri korumak bizim sorumluluğumuz.” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.

KAYNAK: AA