Ortaçağ Tedavi Yöntemleri ile İyileşme Süreci
46 yaşındaki bir diyabet hastası, ayağındaki yarayı antibiyotik tedavisi ile iyileştiremeyince, doktorlar ilginç bir alternatif yönteme başvurdu. İran’daki bir hastanede gerçekleşen bu vakada, enfekte olan ayağını kurtçuklar, özel bal ve insan plasentası kullanarak tedavi ettiler. Hasta, ayak topuğundaki 7 cm boyutundaki yara ile yaklaşık 6 aydır mücadele ediyordu. Diyabetin sık görülen bir komplikasyonu olan ayak ülseri nedeniyle, ilk olarak yara temizliği ve antibiyotik tedavisi gibi standart yöntemler denendi, ancak bu çabalar başarısız oldu.
Yapılan incelemelerde, hastanın yara kültürlerinde çoklu ilaçlara dirençli bakteriyel enfeksiyonlar tespit edildi. Doktorlar, derinin iyileşebileceği temiz bir alan oluşturmak için adamın topuğundaki ölü dokuları dikkatlice çıkardılar. Ardından, hastaya dört tur kurtçuk tedavisi uygulandı. Bu yöntem, bazı NHS doktorları tarafından enfeksiyonlarla mücadele için sıklıkla tercih edilen bir yaklaşımdır.
Kurtçuklar Özel Olarak Yetiştiriliyor
Kurtçuk debridman tedavisi olarak da bilinen bu yöntemde uzmanlar, ölü dokularla beslenen ve bakterileri parçalayarak iyileşme sürecini hızlandıran yeşil şişe sineği larvalarını kullanmaktadır. Bu özel kurtçuklar, bakterilerden arındırılmış yumurtalar kullanılarak laboratuvar ortamında dikkatle yetiştirilmektedir.
Kurtçuk tedavisinin ardından, antibakteriyel ve antiinflamatuar özellikleri kanıtlanmış olan Med-honey isimli özel bir bal ile yaranın pansumanı yapıldı. Yaranın nemli kalmasını sağlamak ve iyileşmesini desteklemek amacıyla pansumanlar her 48 saatte bir değiştirildi. Ayrıca, plasentanın iç kısmını kullanan İnsan Amniyotik Zarı (HAM) tedavisi de yaraya eş zamanlı olarak uygulandı. Bu süreçte hasta adama bir ay boyunca toplamda sekiz seans gerçekleştirildi.
Dikkat Çekici Bir İyileşme Görüldü
Yapılan gözlemlere göre, ilk olarak insan amniyotik zarının güvenli olduğundan emin olmak için titizlikle temizlendi ve dezenfekte edildi. Araştırmada, zarın içindeki büyüme faktörlerinin hasarlı dokunun iyileşmesine yardımcı olduğu, sitokinlerin ise yaranın ‘mikroçevresi’ içinde biyolojik tepkiler sağladığı belirtildi.
Üç aylık bir süre zarfında doktorlar, yaranın boyutunda önemli bir azalma, iltihaplanma ve enfeksiyonda belirgin bir düşüş ile yaranın sonunda kapanmasıyla ‘dikkat çekici bir iyileşme’ sağlandığını bildirdiler. Bu süreç, geleneksel tıbbın ötesinde alternatif tedavi yöntemlerinin de ne denli etkili olabileceğini göstermektedir.
Kaynak: Mail Online